niv yiır

ohoo süper şimdi biralar içilmeye, birkaç saat sonra sarhoşluktan pantolonuna işeyecek adamlar ve kadınlar gülmeye, sohbet etmeye meyletmiştir. ben yeni yılda boş bıraktığınız kütüphanelerden kitap çalıyor olacağım,şaka.
tekel işçileri yeni yıla eylemle gireceklermiş, gerçek, güzel, ne iyi! arda turan'da phuket adasında yengeyle berabermiş. noel baba, noel anne'yle sevişip, cücelerin sigortasını ödemeyen bi pislik olarak yaşamına devam ediyor.hazır değinmişken phuket adası'da sosyete, kokoş mekanı iğrenç bi mekan olarak dünyada yer tutmaya devam ediyor.
arda turan ve noel baba ve sinem kobal.karıştı biraz di mi halk, evet karıştı.Halk'ın sene-i devriyesi yine işe yarar, mutlu olsun.arda'yı seviyoruz, avrupa'ya gitmesin, onlarca yıl burada top koştursun.stop.

caner erkin

çeseka moskova'da oynayan, duyduğumuza göre epey yetenekli bir sol kanat oyuncusuydu, sonra bir iki maçına bakıp abi herifi kaparlar dedik, herifi kapan olmadı, nasip bizeymiş biz kaptık, kötü de yapmadık dedim caner sol bek oynayıp sahanın orta yerine sıçana kadar. ama üstünde forma vardı isterse sıçsındı umudumuzu kesmezdik, kesmedik de zaten, bu bir çift göz lukunku'ya, almaguer'e, tamas'a bile tahammülle baktı, caner'e bakmasın mıydı. ve bu yakışıklı, sarışın abimiz, galatasaray'da kewell'dan sonra izlediğm en iyi sol-açık performansını koydu, takım trabzon'a karşı hiç'bi yerde olmadığı kadar iyiydi zaten, mücadele etme özelliğimiz yeraltına cumburlop geri çekilmişti, çok şükür toprakta tekrar bi'meyva olarak bitti. bi diğer meyva da caner erkin olsun, hatta mandalina olsun, c vitamini olsun şu kış aylarında, c vitamini takviyesi epey önemli çünkü.

hikmet karaman ve notts county...

valla bir menajer bombalaması değilse bu çok iyi bi'haber. hikmet karaman notts county yolundaymış, bizzat eriksson teklif etmiş, umarım bir sallama yoktur ve gidip hakikatten projesi ve ciddi takipçisi olan bir takımın başına geçer karaman.

koka kola lig 2, adı da pek çetrefilli ve pek kapitalist, bir de dünyanın faal en eski klübü bu adamlar, fm 2010'da çalıştırdığım, dolayısıyla sempatimin tavan yaptığı takım şu anda, hikmet abi'ye ucuz bir mebla, ne biliyim bir ingiltere gidiş-dönüş bileti karşılığında takımla ilgili görüşlerimi paylaşabilirim, yeme-içme'de ondan tabi, klübün tesislerinde bir köşeye kıvrılır yatarım...ciddiyim ha, hikmet abi, ara beni.

hush, my darling, don't fear, my darling, the lion sleeps tonight.

uykum var,
ödev var,
allah var,
galatasaray var,
kewell var,
sen varsın,
ben olmak var.

anılarda yaşa!

sağ-bek gibi sağ- bek demiştim bıdık futbol zekamla ilk izlediğimde, babam çok ileri çıkıyor derdi, haklıydı 3-5-2'nin, katı bir 4-4-2 futbolunun izleyicisi olmuş bek dedin miydi orta saha çizgisini geçmeyecek kazmalığıyla ve sertliğiyle "adam" olmuş futbolcuları anlıyodu adam.

perez dönümlerden biridir, 1 sene oynayıpta gönlümüzde bu kadar ayrı bir yere sahip fazla adamda çıkmaz, nous manquons toi!, harbi bak.

judas...

bok var gibi bir kaç ay öncesine kadar barça'yı severdim. lakin maymun gözünü açtı ve atletico madrid'in tutulmak için yaratılmış takımlardan biri olduğuna kanaat getirdi. ne barcelona'nın içeriye holding, dışarıya ezilmiş azınlığın klübü olarak gözüken imajı ne de real madrid'in parayı tuvalet kağıdı gibi harcayıp futbol mankenleri alması umrumda. şu üstte gördüğünüz foto yine de ilgimi çekti, barça sonrası figo'nun ilk nou camp maçı ve tribünde koskoca bir "judas" pankartı. judas ihanetle eş anlamlı, isa'yı satıp çarmıha yolladığına inanılan havari, hristiyan kardeşler inanıyor tabi buna, bize göre asıl naneyi tutan judas'tı, mefta oldu.amin.

comeback and death-brittany

-thy'ye nefretimizi döktüğümüz haberle girdik tekrar- döndük diyelim mi diyelim...bu iki hafta boyunca her gün ulan bugün bloga yazayım dedim ama içimden gelmedi, gelemedi, ayrıntılı bir iç muhasebe bu linkte:
o link

-bi'de brittany murphy ölmüş lan, 32 yaşında, kalp krizi, muhtemelen anoreksiya denilen çırpı gibi olma hastalığıyla alakalı, fıstık gibi kızdı ve zayıfladıkça güzelleşeceğini sanmıştı, yani bir insan bu kadar anlamsızca ölür, kızlar biz sizi basenlerinizle de seviyoruz, kemikleriniz içinizde, yağların ve kasların içinde güzel,-keira knightley hariç-

-bu entiriyle blokta karı-kız resmi yayınlamama şeysini de kıralım ve rahmetli brittany murphy ablamızın toprağını bol olmasını dileyelim.

thy "BİZ"i'de taşısın...

thy barcelona'yı taşıyorum, bakın süperim lan temalı işlere girdi, aman uçaklarla ülkemizi katalanlara tanıtcaz, dünya ne güzel toz pembe, messi'de ne topçu kıvamlı haberlerle midemiz hafif bulanmışken bi2De bugün habertürk'Te sadece sinirden belli kısmını okuyabildiğim bi haber gördüm. engelli masa tenisi'nde bizi temsil eden bir abimiz, dünya şampiyonasına katılmak için brezilya'da bir şampiyonaya katılmak için gidiyor, kendisi brezilya'ya varıyor varmasına ama barça'yı taşıyan müthiş havayollarımız şirketimiz thy arkadaşımızın özel tekerlekli sandalyesini adana'ya yolluyor, abimiz turnuvaya katılamıyor, dünya şampiyonası ellerinin arasından kayıp gidiyor. thy barcelona'yı hiper-sonik uçağıyla taşıya dursun bende soru sorayım sıra bize gelecek mi yoksa biz kendi çapımızda planör yapalım mı.

takımlar sağlam mı?

malum bölgeye top, tekme ve diğer bilimum darbeleri yediğimizde dostlarımızın ilk cümlesi "takımlar sağlam mı?" olur. yani tekmeyi yedik mi ölçüyoruz takımlar sağlam mı diye, şimdi baktım çeseka moskova, elinde yenmek zorunda olmamak gibi bir seçenekle beştaşın evine geliyor ama rahatça maç kazanabiliyor, krasiç dediğimiz adam teknik-hızlı-kuvvetli, son zamanlarda gördüğüm en iyi doğu avrupalı eleman, ama son lig şampiyonumuza karşı 45 dakka boyunca ben gol atçam deyip geziyor ve atıyorsa bizde soruyoruz:"aga, takımlar sağlam mı?".hadi geçmiş olsun, işeyin geçer.

jim morrison...

malkım ikst'ten bir post sonrasına da jim morrison iyi gider hani, doğum günüymüş bugün efenin, ölüpte ölmemek arasında kalmış şair-şarkıcı kişisi, toprağın bol olsun, bi de Galatasaray şampiyon olsun.amin.

çekilin aradan,o mahur beste çalıyor...

bütün Galatasaray'sızlara...
şampiyon dövüşünün sahnesinden çekildi, şölen biraz azaldı, malkım'ı vurdular dünya daha da siyah bir yer oldu, "bitti dostlar, şölen bitti, ne eski heyecan, ne hız" tam da buraya nasıl da cuk oturdu, kalmadı Galatasaray'dan başka sığınacak dalımız, heryerde tutuyoruz o yüzden Galatasaray'ı, anlıyoruz hafiften başkalarının da başka takımlar tutmasını, ama iki satır sussunlar da bizde mahur beste'yi dinlesek, sonra yensek, son anda yenilsek, sonra iflas etsek, yanlış transferler yapsak, küme düşsek, düştüğümüz kümeden alnımızda birikmiş terlerle çıksak, liseden çıksak, halkın arasına karışsak, halk olsak hepimiz, halkız da.stop.

kuşandık genç öfkeni...

iyi adam sarp, bakırköylü sarp, beşinci olsak da kazanacağız, küme düşsek de...

küfre yaklaştıkça..

taraftarın şampiyonluğa olan tutkusu bencilce bir tutkudur. yani cefadan önce sefayı düşünürsün, şampiyon olunan anlar aynı zamanda tuttuğumuz takımla kendi rabıtasını kurmuş sevincimizin en aza indiği anlardır, sadece kendimiz için yeriz, içeriz şampiyonluk günlerinde...tabi bütün insanlar biraz bencildir, homo homini lipus diyor ya thomas hobbes adlı homo amcamız...

lakin,ve lakin,yine lakin isteksiz futbolu görüpte, ta en içimizin acıdığını, ağzımızdan kelimelerin kerpetenle alındığı anları çekmek, mesela bir bayram günü bursa maçını izlemek, kendi tuttuğunuz takım tarafından yüzünüze tokatlar inmesi, işte o anlar adamı adam eden anlardır, ismet özel güzel der:"küfre yaklaştıkça, imanım artıyor"

elin ayvırsın...

elin ayvırsın'ı elim bir emekliliğe kurban verdi basketbol izleyenleri...hızı ve skorerliğiyle zaten kendi stilini oluşturabilmiş bir adamdı ayvırsın, 76ers'dan gidince hep yarım kaldı ama, ya fazla hızlı ama az skorerdi, ya hem hızlı hem skorer ama çok sorunluydu. ben avrupaya gelsin bu adam diyorum, olimpiyakos olur, barcelona olur, fenerbahçe ülker olmaz, sahi Galatasaray n'olacak?

anne Galatasaray ne demek?

Burada duamı yazdım, yani moraller bozuk be hacı babalar, hacı anneler, hepiniz Galatasaray'ı seviyonuz biliyorum ama işte böyle üzülünce de ağzımızda tat, yatağımızda rahat bırakmıyor...
şimdi salı günkü vize, yarın ki okul, yandan babamın izlediği "telegol" adlı terliğimsi spor programından gelen art niyetli, zekasız yorumlar beynime bir vida gibi işliyor...ben en iyisi gidip annemle uefayı aldığımız gün sokağı birbirine nasıl kattığımızı konuşayım. domuz giribi diye bişey yok diyolar bi'de, amerika'nın komplosuymuş, valla.

henry sen rahatsız mısın?

henry'nin elleri

Henry futbol algımda yalnızca bir kaç oyuncuyu kapattığım en karanlık yerlere gömülecek, sinirlendim nete girdim, bu yazıyı yazıyorum ve bu yazıyı nasıl yazdığım muhtemelen sizi ilgilendirmiyor, ama henry'nin elleri futbolun, bu piç ve pis elleri hepinizi ilgilendirsin. bu irlanda gidemezse dünya kupasına ve henry gibiler topçuyum diye gerine gerine primler, vaatler içinde gidecekse bu kupayı, patlatın bu statları, futbolu oynamıyoruz.

ortaya acılı cezayir...

mısır bir ara afrika'da en iyi futbolu kendisinin oynadığını sanıyordu, oysa sadece kuvvetli ve hızlı bir kaç oyuncu küçük çaplı bir jenerasyon oluşturdu, zaten mısır piramitleri ve hüsnü mübarek adlı diktatör hıyarın yüzde doksanbeşlik oylarla kazandığı seçimlerle hatırlansın mısır, biz acısıyla yoğrulan cezayir'i, fransa'nın banliyölerinde tıkılıp bu maçı tırnaklarını yiye yiye ve bağıra bağıra izleyen o mağripli göçmenleri destekliyoruz. ulan bir de irlanda çaksa fransa'ya, fransızlar lüks evlerinde otursa, cezayirliler güney afrika'da bizzat ortam yapsa, eee, dieu est grand.

nefret ettiğim anlar#2

saçları önemsiyorum, saç stili konusunda kısa ömrüm boyunca istikrarı yakalayamama, kafamı mahalle berberlerinde eskitmeme rağmen hep güzel bi saç stilim olsun, haftada bir berbere gideyim falan gibi burjuvaca isteklerim olmuştur. para ve tavır meselesi yani, bir e 80'ler klişesi var ama anılmayacak gibi değil, altta agassi'nin 1986 tarihli dadaist sanat eseri kıvamında saçları ve kendisi var, evet bu fotoğrafta saçlarda agassi kadar özne olmuştur agalar. tarih "kaleci stili saç" dediğimiz, bu insan bedenine alenen hakaret olan saç stilini affetmeyecek...

das kapital,galatasaray

hayati bir işim, bir maruzatım olmadı mı, cebimde para oldu mu çekinmeden harcadım Galatasaray için. dergisiydi, atkısıydı, formasıydı, sivit şortu, deniz şortu, tişortuydu. kimi zaman öğrenci kalbimizde ve kapitalimizde derin yaralar açtı bu sevgimiz, olsun alacağımız kitapları çalıp bir maç fazladan sami yen'e gidebildik, öğlenleri yemek yemeyip, akşamları atkımız ve aç karnımızla geziyorduk yine, geziyoruz...

Galatasaray paramızı akıtmamızda bir beis-zorluk- görmediğimiz tek şirkettir. Sevdiğimiz tek şirkettir hatta, paramızı gönül rahatlığıyla ayağına akıttığımız, kapitalizmin puşt kollarına kendimizi isteğimizle bıraktığımız tek yerdir ,varsın futbol endüstriyel olsun, Galatasaray daim ve sağ salim kalsın da...

yar içerden...

içerden yaracak Galatasaray, göbekten yaptığımız ataklarda nonda'yı kullanamıyoruz çünkü nonda kendisi top almak için orta sahaya kadar çekiliyor çoğu durumda, arda sağa ve sola rahatlıkla kaçabilen ve özellikle solda çok iyi işler yapabilen bir abimiz lakin göbekten de daha kuvvetli gelebilirsek 3 yiyip 4 atmak yerine, 1 yiyip 6 atabileceğiz. elano'yu bekleriz abicim bunun için, elano'nun forma girip, adam akıllı forma giymesi çok önemli bizim için, he bunlar olmazsa da bunların birkaç sene içinde kusursuz bir biçimde olabileceğinin sinyallerini alıyoruz, o da yeter bize.Galatasaray'la kalın, Rijkaard'a ve Neeskens'e inanın, domuz gribinden korumak için bal yiyin, spor yapın.saygılar.

ısırıcı, et kesen, kanı soğutan bir haftasonu

zarate iki ayağına da hakim, bugün lazio-Milan maçının ikinci yarısında zarate olarak tanınmasının nedenlerini gösterdi bize,

1 yıl ara vermeyin halısaha maçı yapmaya, bir yıl sonra müthiş acılar duyarsınız.tekniğinizin bir kısmının akıp çimlerde süzülüşünü izlersiniz.

atletico madrid fm'de çalıştırılmaya başlanacak takım o derece acıyor ve umutlanıyorum adamların durumuna.agüero'nun olduğu yerde umutlanılır be abi.

barış özbek'in üstüne oynadı diyarbakırlı futbolcular, terbiyesizce davrandılar esasen, kötü futbol oynuyorlar, yetenekleri kısıtlı, 'biz atıyoz siz sayıyonuz' denir bunlara halı saha maçında, skoru değiştirir ve farkı az göstermeye çalışırlar.

fm 2008 için 2009-2010 sezonu update'i. vizelerin 1'i gitti 7'si kaldı, olsun.

tüyap kitap fuarı bir terbiyesizlik mekanı, kahrolsun kitap tacirleri, yaşasın bedava kitap, yaşasın otonomi.

http://www.alben10.com/.hayırlısı olsun, geçmiş olsun.allah albenito'ya yardım eder.iyilerin ve parçalının yanındadır allah.amin.

tivittırı kullanmayıp burayı kullanmaktan da memnunum.Galatasaray'ı ve halkı sevin, pop müzikten ve burjuva'dan uzak durun, allah'ınıza sahip çıkın, evinize dönün, şarkınıza dönün, kalbinize dönün. hayırlı sahlepler.stop.

hatırla 5 kasım'ı hatırla...

bugün 5 kasım'dır agalar, ingilizler kuklalar yapıp ölesiye korktukları bu abiyi yaka dursun, guy fawkes gibi yürekli adamların farkına vardıkça nefes almak daha anlamlı hale geliyor... üşenmeyin v for vendetta izleyin...izlemesseniz de bir an için izlemeye karar vermiş gibi yapın, ben hissederim onu kalbimde, çocukları, galatasaray'ı, futbolu, halkı ve bağımsızlığı sevin, burjuvaya,elitlere karşı durun, durmasanıza dururmuş gibi yapın ben onu da hissederim kalbimde. denize düşün bir de, bakarsınız altınızdan bir gemi geçer stop.

cimbomu sevmek gerektir...

de ki; cimbomu sevmek gerektir.
de ki;cimbomun sevilmesi gerektir.
de ki; küçüklere öğretelim cimbomu sevmeyi,yenelim büyükleri,
de ki; cimbom tutulmak için gökten inen takımlardan olsa gerektir.
de ki; tam da bu anda dünyanın bi'yerinde bi'çocuk parçalısına bakıp iç geçirse gerektir.
de ki; tam da cimbom derken yine dünyanın bi'yerinde bi çocuk topa abansa gerektir.
de ki; cimbomlu yoksul çocuklara dayanacak bir neden gerektir
de ki; bize yoksullukta çarpsa cimboma gol olmasa gerektir.amin.

bir blog var bu bloglardan içerü...

gazeteler çöplük arkadaşlar, bloglar ise el değmemiş, yemyeşil karadeniz vadileri gibi, fenerli bi'adamın yaptığı "pis bir alay" bile tahammül edilebilir şu alemde, çünkü işin içine para denen zehir girmiyor, sadece göz emeği, el emeği, seviyorum lan sizi...

la grippe A!

''algılarımız var ve o algıya göre fransa ligi alt biter, sıkıcıdır, seyircileri çekirdek çitler ve onun dışında çıt çıkarmaz. genel bakış budur en azından, ama insan diye birşey var, heyecan diye birşey var, yukarıdaki gibi ''şiddetli sevgi'' diye birşey var, şükür dünyanın her yerinde var bu...om-psg maçı iptal, 31 ekim, olaylar, olaylar, olaylar..."

SURREALISME...

'
'
'
'
'
'

''ve Tanrı Servet'i yarattı''

sana kızıyom bazen servet, hele fenerbahçe maçında çok kızdımdı sana, neyliyor bu adam dedim neden her topu ıskalıyor, her arkaya atılan topa göt koyup kazım'ın önüne geçtin ve kazım'a mütemadiyen kaybettin topu. fenerbahçe uğursuzluğudur bunu geçelim...

lakin herşeyden öte dünyanın sayılı stoperlerinden birisin ve stilinde teksin, kondüsyon denen zımbırtın iyiyse, moralli ve konsantre isen isterse robinho kaçsın ara toplara, isterse messi sen o omzu, götü koyup alırsın topu buna inanıyoruz, lakin kafan dalgınsa ne biliyim saç stilinde değişik planlarken araya maç girmiş ve maçta bunu düşünüyorsan atıyorum bizim mahalle maçlarında aramıza almadığımız çocukların ayarında bir stopere dönüşüyorsun, elimizde kala kala boyun ve fiziğin kalıyor bu tip maçlarda ki şu zamanda o da yetmiyor bize abi.

başa salvador dali resmi koydum çünkü fener maçını izlerken hata üstüne hata yapmana sevinen fenerli bir arkadaşım 'abi sürreal bu adam diye' çemkirmişti, bir iki gün sonra hatırladım o tatsız günde yaşanan bu hadiseyi, gülmedim ama, gülsem amerikan filmi olurdu. bu yazıyıda o fenerli arkadaşa adamıyorum, çünkü o fenerli arkadaş fenerli.stop.

futbol olmasa ne halt yerdik#1- ali ece-

Futbol olmasa kesin şimdi hapishanede olurdum...
Best, Cruyff, Maradona, Shankly, Fowler, Giggs, Cantona olmazlardı yani dünya ve kader hakkındaki görüşlerim çok sığ olurdu
İngiltere'de ırkçılık asla bitmezdi ki hala tam olarak bitmedi
Irkçılık dünyanın en büyük pisliğidir, Tanrı'ya en büyük hakarettir...
Ali Ece

not:thanks ve merci beaucoup'lar ali ece'ye gitsin.

bir gün yakacağız paris'i...

paris'in banliyösü zordur,güya medeniyetin beşiğindesindir lakin köpek muamelesi, potansiyel suçlu muamelesi görürsün, tabi bu çocukların alabildikleri en güzel intikam çeşidi ya araba yakmaktır, ya da gol atmaktır gözümde, fransız milli takımı'nı simsiyah görünce yani içim bir başka aydınlanıyor, ve dahi dörtlük gelsin...

herşey bir rüzgara bakıyor abi;
bakma böyle esrar çekip mayıştıklarına,
bir gün var ya bu mağripli çocuklar,
bir gün yakacaklar paris'i!

st.pauli-hansa rostock...

şiddet toplumu olup, birbirimizi bir kaşık suda boğmak istediğimiz söyleniyor derbiden sonra da, bir başka derbiden yukarıdaki resim, st.pauli-hansa rostock düellosundan, bu haftasonu iki takımın lig maçı var, bild'in internet sitesinde de morike sako adlı st.pauli'li siyahi futbolcu arkadaşımız aşağılanacağımı biliyorum diyor, klasik ırkçı öküzlüğüyle rostock'lu dallamalar maymun sesi çıkarmış geçen seneki maç boyunca, sözlü hakaretler cabası, tabim beni için tüm bunlar öküz topluluğun maymun taklidi yapmaktan öteye gitmiyor ve şuna da şükrediyorum ki "bizim böyle huylarımız yok"...
bizde eskiden babannelerimiz, dedelerimiz "arap" falan derdi siyahi kardeşlerimize ama bunda dalga geçmekten ziyade cahilliğin masumluğu vardı, afro-amerikan,afro-türk diyemeyecek kadar halktan bir yerden konuşuyorlardı çünkü, "kürt" derdik ama bunun sadece"kürt" demek olduğunu bilirdik, arada bir fark aramaktansa arada hakikatten bir farkı olmadığına inanmak da bizim politika bilmezliğimiz, cehaletimiz olarak kalsındı o zamanlar, tabi şimdi ortam değişti açılımdan, ırkçıdan, ondan bundan geçilmiyor sağda solda, lakin allah'Tan dünyanın en güzel oyunu olan futbolun içine zerresini sokmuyoruz bu pisliğin, allah'tan sahada "konuşma lan pis kürt" vs... diyecek kadar abartmadık işi, ki bu yüzden Avrupa'dan çok daha farklı bir yerdeyiz, onlar yaptıkları her "nadir" iyi işin ambalajını yaparken, bizim yaptığımız her kötülük "ambalaj" oluyor aradaki fark budur agalar.

he bu arada st.pauli iyilerin tarafındadır ve şüphe yok ki rostock'a gereken dersi, "öküz" çobanlığı görevini 2 kasım'da layıkıyla yerine getirecektir.amin.

gel tezkere...

platini askerde, ortamın medyatiğini oynuyor, tabi dönüp aynı koğuşta yatıyorsun asıl gerçek o...

alcorcon!

alcorcon:4-real madrid:0

futbol içine ne kadar zehir akıtılırsa akıtılsın güzel oyun kardeşim, parayla saadet olduğunu sanıyorsun, 1 milyar dolar bütçeyle piyasa oluşturuyorsun, utanmazca saçıyorsun paranı, ama sonra gidiyorsun bir üçüncü lig takımından 4 yiyip geliyorsun. evet çünkü o üçüncü lig deyip küçümsediğiniz adamların umrunda olan futbol, sizin umrunuzda olan ise daha da iyi ev, daha da iyi kadınlar, daha da iyi arabalar, bir vakit sonra bu güzelim madrid takımı alcorcon, kendine "gerçek" madrid diyen takımı 4-0 yenince, o paraları saçan elit hıyarları tuzlayıp yeme isteğide ayrı bir güzel oluyor....

aman kendini asmış....

aman, kendini asmış yüz kiloluk bir zenci,
üstelik gece inmiş, ses gelmiyor kümesten;
ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci
hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten
ece ayhan.

disiplin kurulu mu?!?

şimdi ntv spor'da alt yazı geçtiler, ve buna göre fenerbahçe, bilica ve Galatasaray disiplin kuruluna sevk edildi. Galatasaray'ı çoğu kimsenin sevmediğini tahmin edebiliyorum, hele bu sene başlattığımız, yarım kalmış bir Galatasaray hesabı olan ''iyi'' futbol projesi, statükodan yana olan futbol hokkabazlarını epey ürkütüyor, bu sürece en küçük bir sekte vurabilme ihtimalini gördükleri anda bütün yalan dolanlarıyla üstümüze saldırıyorlar. Lakin gözümüzün içine bakarak bu kadar adaletsiz davranabileceklerini hiç düşünmezdim...

Galatasaray disiplin kuruluna sevk edildi demek, pazar günü yaşanan ve fenerli bazı karakter yoksunu oyuncuların galeyanı ve taraftarın insafsızca yaptığı müdahelelerde, ve bunun sonucunda oluşan kimi olaylarda Galatasaray'ın da suçu var demektir. Bu suçu ben göremiyorum, biz göremiyoruz, fenerliler ve federasyon yetkilileri hariç kimsede göremiyor işin kötüsü...

bu "fener'e ceza gelirse, Galatasaray'a da ceza verelim" kurnazlığını yapan sözde yöneticilere aziz yıldırım'ın şirketlerinde müdür olarak çalışmalarını öneriyorum. hiç değilse apaçık safınız belli olur bre vurdumduymaz yalancılar!

güzel insanlar söylüyor...

günün anlam ve önemine binaen, öfkemiz ve hasretimiz yolları eskitsin...

ölüm varmış...

ofsayt olan bir gol, kalecimiz leo'nun bir türlü yapmayı beceremediği degajlarının elimizde patlaması, tribünden yağan bilimum fener çirkinliği, servet ve gökhan'ın gördüğüm en kötü performansı...zihinlerde değişmeyen bir şey var, yani servet'in araya atılan her topu ıskalamasının bir açıklaması olmalı, performansı vasatın altına asla düşmeyen ayhan'ın ikinci yarı hiçbir olumlu hamlesinin olmamasının bir sebebi olmalı, hakem bünyamin gezer'in vicdansız kararlarında bir sebep aramıyorum, onun sebebi herkesin bildiği ve kmsenin birbirine söyleyemediği o "ŞEY".

bugün kandil günüdür...

sabah ayrı bir heyecanla uyanış, kimisi alkole vuruyor kendini, kimisi totem yapıyor ağzını bıçak açmıyor, herkes bilincini kapamış, fenerlisi dahil afyonlu bir halde geziyor, deplasmana gideceklerin duygusunu biz tarif edemeyiz burada zaten, gidemeyecekler maçı en rahat ve renklerine en çok uyan yerde seyretmenin peşinde, televizyonlarda kalbi olanlar izlemesin haberleriyle beraber, "sözde" ünlülerin skor tahminleri, bütün kanallarda gün boyu maç -öncesi- yayını, insanfsız yorumcular her üç ihtimal içinde faturayı kesecek birini arıyor, şuanda kalkmış aynanın karşısında provalarını yapıyorlar, ben acaba üstüme ne giysem de kadıköy-üsküdar arası maç saatine kadar vursam kendimi yollara, böyle gün hatırlamıyorum, senenin iki günü, futbolun kandil günü, varsın dünyanın geri kalanı izlemesin, biz izleyelim....

ronaldinho'ya inanmak

armanın peşindeyiz'de derbisel rastlaşmalardan bahsederken fransa'nın clasico'sunu düşünmeye meylettik, psg ve olympique marseille adında iki takım hoş beş edecekler pazar akşamı türkiye saatiyle on civarında, biz o saatlerde inşallah fenerli arkadaşların telefonunu açmayacaklarını bile bile ısrarla çağrı atıyor olacağız.

konuyu ve konsantrasyonu dağıtmadan bu yazıyı yazmama neden olan, dünyanın gelmiş geçmiş en yetenekli futbolcusu ronaldinho'yo olan inancımdan hafifçe bahsetmek istiyorum. 2002 yılından 2006 yılına kadar süren ve tek başına bir rahmaninof bestesi, bir stanley kubrick filminin yapacağı etkiyi iki ayağını kullanarak yapmıştı bu abimiz. barça'ya rivaldo'dan sonra gülen gözlerle bakmamızı, henüz bıdık ve ergenliğe yeni girmiş akıllarımızı topla neler yapabileceğimize dair türlü fantazyalarla doldurmamızı sağlayan ronaldinho'yu bu dört sene içerisinde her izlediğimde ağzımdan şu söz pörtlüyordu:FUTBOLU KAPATTIK!.

evet dünya futbolu teknik anlamda ronaldinho'dan sonra kepenklerini indirmiştir, kondüsyon dediğimiz ve bizi bugün hagi'yi, sergen'i izlemekten alıkoyan bela ronaldinho'yu da vurdu kuşkusuz, genç ve futbola aç bedeni tarifsiz başarılarla ve dünyanın en güzel kızları, arabaları, evleriyle doyuma ulaştı. biz ronaldinho'ya doyamadık o ayrı.

yukarıdaki foto bir fransız clasico'sundan alınma, ronaldinho psg'nin marsilya'yı 2002-2003 sezonunda yendiği maçtan 2 gol atarak ayrılmış ve yukarıdaki foto'dan anlayacağımız üzere pek çok marsilyalı futbolcuyu epeyce yormuştur....stop.

orman ne güzel ah ne güzel...

maçın başında dinamo bükreş partizanı abilerin bi'yerlerini yırtarcasına bağırdıkları anlar bile güzeldi dünkü maçta, son yarım saat, bütün 90 dakikayı fener'i düşünmekle geçiren taraftara uydu takım ve hepsi de pazar günü fener maçına çıkıyoz lan! üst-bilincine geçiş yaptılar. içime ve sixth sense'ime danışaraktan fener'i yeneceğimizi hatta tecavüz edeceğimizi bile söyleyebilirim, ama söylemiyorum, ayıp olur...

dışımızdaki irlandalılık...

İrlanda Cumhuriyeti - Fransa

evet irlanda bu işleşmeyi atlatırsa dünya kupasında bosna'yla beraber destekleyeceğim ikinci ülke olacak, elindeki ambalajlı yıldızlara rağmen futbolu daha da çirkinleştirmekte bir beis görmeyen fransa'ya da bir ''oruvuar'' çakılmış olur böylece, domenechten başka kurtuluş yok, birde yaşasın ira!!!

ya evde yoksan?!?

puan farkı 2'ye indi, kadıköy'e birinciliği almaya gidiyoruz yani, misafirliğe gideceğiz ve evcilik oynayacağız, beni endişelendiren tek şey fener'in su koyverip kapıyı bize açmaması olur, fener "ya evde yoksan"?!?

hele bi gel...

antrenör fetişizmimizin son noktası olursun gelirsen, 3 aylığına chelsea'ya gidip sana olan sevgimizi törpülesende milli takım adayımız olaydın, adaylıktan öte gelip o koltuğa oturaydın hey gidi koca hiddink. gerçi rusya'yla "durmak yok yola devam" dediğininin haberleri düşmüş internete, olsun biz hayal kuralım, sana niyet bülent uygun'a kısmet.allah korusun, tövbe, dinimiz,amin.

celtic ve liverpool asla yalnız yürümeyecek...

futbolun tarihi anlarından bahseder dururuz, on dakika önce haberdar olduğum alttaki video o listede öyle bir yer aldı ki ben diyeyim plüton siz deyin hubble'ın gidebildiği yere kadar....

tarih 13 mart 2003, uefa çeyrek finali, iskoçya, celtic- liverpool maçı öncesi tribünler hep bir ağızdan söylüyor:'' you''ll never walk alone''. orada olmayı istemek hiç bu kadar çekici gelmemişti...

ellerimizi titreten bir şey...

1.Galatasaray'ı seviyorum.

2.Galatasaray'a olan sevgimi seviyorum.

3.Sevgilimden çok Galatasaray'ı seviyorum.

4.Sevgim büyüdübüyüdübüyüdübüyüdübüyüdü.....

5.Şakaklarım heyecandan patlıyor, takım sahaya çıkıyor.

6.Ansızın gözlerimize, kulaklarımıza bir set çekiliyor

7.Ellerimizi titreten, sevgimizi sevdiren, Galatasaray'ı yaratan Allah'a hamd ederim.amin.

futbolu kapatmak...

yazın futbolu kapatıyoruz aga, pasif seyirciyiz, kanepe tekmelemeden, kumandaların totem için simetrik durmasına kasmadan rahat bir dünya kupası izleyeceğiz, teşekkürler a milliler!

diri diri gömülen kıza sorulduğu zaman, niçin öldürüldü diye...

iyi futbolun ihtimali...

Galatasaray'ın bir ihtimali var, fenerbahçe'nin ise bütün kısayolları kullanıp şampiyonlukta önemli bir adım attığını kabul edebiliriz. Galatasaray bu topraklarda en son kendinin oynadığı ve tarihi bir imzayla arkasından kupalar bırakarak geçtiği o kavşaktan tekrar geçme ihtimalini çok yüksek bir oranda elinde tutmakta.medya bize 'sentimental ambargo' uygulamak için ısrarcı lakin bu ambargoyu ben kendimi ve Galatasaray'ı bildim bileli görmüşümdür, o yüzden taraftarın zaman zaman sinirlensede buna karşı bir bağışıklığı vardır, yani onlar vuracak bizler büyüyeceğiz...

şimdi bu ihtimal, iyi futbolun ihtimali öyle bir ihtimal ki, o çok şeyi bilir futbol adamlarının meşruiyeti düşecek, hatta Türkiye'den istikrarlı takım çıkmaz diyen batılı futbol ukalalarının da havası sönecek, evet ihtimale inancım her geçen gün , her türlü pis, çirkin iftiralara, yalanlara rağmen kuvvetleniyor, hissediyorum 'iyi' olan futbola daha da yaklaşıyoruz...

ayı planı...bak evledım buna ayı derler

bugün bu terbiyesizliklerin, insafsızlıkların yapılacağı daha ilk günden belliydi. surinamlının hem iyi bir futbolcu hemde tam anlamıyla bir futbol düşünürü olması, futbol üzerine düşünmeyişimizden cesaretlenip atıp tutan yorumcuları kızdırmasına yetiyordu zaten. bu toprakta futbol üstüne düşünmeye gör, anında seni kalplerinin kara kaplı defterlerine yazıyor bu insafsız adamlar. altlarına fener forması giyip, 'yüzdeyüz' objektif futbol yorumcusu ayaklarına yatan bu abilere, dillerine şu çok doladıkları a planı, b planı laflarıyla alakalı şu çocukluğumuzun hit parçasını gönderiyorum, dinleyelim efendim;

barış manço-ayı

şimdi herkes ötsün de...

evet pazar akşamı yani kokuşmuş, insafsız ve cahil yorumcular fink atmaya başlayacaklar birazdan televizyonlarda. Galatasaraylılar gönüllerini ferah tutsunlar, 6'da6 yaptığımızda dahi çemkiren bu arkadaşlar bugün bekledikleri tabloyla karşı karşıyalar, muhtemelen rijkaard'ın taktik zekasına geçirip, Galatasaray'ın balon takım olduğunu ilk ben demiştim yarışına gireceklerdir.

lakin ben önümüzdeki aranın takıma kendini toparlamasıi sahanın her yanına pres yaptığımız 3-4 hafta önceki oyunun geri gelmesini sağlayacaktır, bunu yapmıştık ve bundan sonra da yapabiliriz. 2 hafta sonra kadıköy evlendirme daire'sinde gelinimizle tanışacağız zaten, o güne kadar bize dişimizi sıkmak yakışır.stop.

yorumcunun ölümü...

faranjit(boğaz iltihabı-sigara, soğuk içecekler, terli terli su içmek, ceryanda kalmak,psikolojik faktörler) sebebiyle bilgisayar monitörüne yaklaşamıyordum, armanın peşindeyiz'e yazı yazacağım yakındır, buraya da yazacağım o da yakındır, lakin girişi rijkaard'a taktiksel alternatifi olmadığı yönünde eleştiri getiren bütün y.vşaklara ''yavşak''diyerek açmak istiyorum.evet y.vşaklar, hakikatten yavşaksınız.

şansıda yeneriz.

bu sene şansı da yenmemiz gerekecek. sinirden ağlarken ancak bu kadar görebiliyorsunuz, ortada pis bir şanssızlık var, yan odada babamın rıdvan dilmen'i dinlediğini duyuyorum, rijkaard'a geçirmeye başlamışlar, onun bunun ve daum'un çocukları işte, türk bayrağı tişörtü giyip, lokum yiyen hergeleler...hepinize kapalıçarşı girsin...mayıs'ta biz gireceğiz...

dahi anlamındaki ''de'' ayrı yazılmamıştır.

karlı bir gece vakti...

bir yaprak kapatıyorum hayatımın nemli taraflarına
ölümden anlayanı ciddi bir yaprak
unutulacak diyorum, iyice unutulsun
neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı
karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak

megan fox kraliçemiz, metresimiz, salyamız, sümüğümüz...

el alemin zevkleri beni gerdi. futbol bloglarını sıklıkla okuduğumu göz önüne alırsam teorim, megan fox messi'nin kayınçosu veyahutta geceleri tek tek blogger'ları ziyaret ediyor. tabi aykırı görünmek, dikkat çekmek falan da bana düştü.

orcinal fm!

çoğu durumda orjinal ürün ekonomik bir tecavüz durumuna gelmiş halde, ama bağımlısındır ya bir gruba, bir takıma, bir oyuna, gözün görmez o oyun daha da büyüsün, takım zenginleşsin, grup daha iyi bir turne otobüsü alsın diye gider fakir cebinden o değerli paraları dökersin büyük, koca ve zengin mağazaların kasasının önünde. işte öyle bir şeydir bu fm mereti de. daha bıdıkken yazıcıoğu iş hanına gider cm'nin korsanını alırdık, ilk gün gözümüz bir numara büyüyünceye kadar oynardık, biraz daha büyüdük, boyumuz attı ve fazla kilolarımız vücudumuzda et, beynimizde bilinç olarak yayılmaya başladı, şimdi 10.000 imza taahüdüyle senin bizle 19 yıldır hemhal olduğumuz dilde konuşabileceğini öğrendik, herşeyinle türkçe olacaksın yani, spikerin gavurca konuşup, haberlerin tarzanca gelmeyecek önümüze, bildiğin anadilde anlaşacağız seninle. büyük açılım yani, fm açılımı. haydi gençler imzaya!

imza için

armanın peşindeyiz...

özgür-santiago- kardeşimle msn konuşmalarımız uzun, dağınık ve zevklidir, bugün 'aga gel armaninpesindeyiz'de çiziktir dedi, bize de okeytoviç demek düşer tabi...hem burada,hem oradayım artık, birde supernatural diyorum.anlayan anladı.sam topsun olum.

taksimden görülecek penaltı...

o penaltıyı görmemende tüm sarı ve kırmızı önyargılarımla artniyet arıyorum, sinirimden burayada yazıyorum, adını bilmediğim ablak suratlı hakem, ilker miydin meral miydin. bence meral, el değmemiş meral, bakire meral, geliyoruz meral...

edits:
dakika 62:meral abla'ya ilk cevabımızı nonda veriyor, upuzun,kalın bir cevap. daha da çirkinleşeceğiz....

dakika 89:meral abla ikize hamile....

dakika 90: shabani nonda shabani nonda....... gerisini ilker meral abla dolduracak, ali güneş'te sakatlandı, sağ eline dikkat et ali güneş...

3 atmadan geçmiyoruz abi, allah'ın ve cimbom'un hakkı 3.tövbe.amin.

yugoslavya

içinden kaç küsür devlet çıkardın, hepsi birbirini gırtlaklayarak kendilerine nefes alacak bir alan açabildiler. lakin karadağ'ından bosna'sına işini ciddiye alan, güzel insanların ülkesi olarak, bizim 100 yıllık spor-kalkınma programlarımızı tokatlamayı hala başarıyorsun. türkiye'nin üstünde bir hayalet dolaşıyor, bu hayalet yugoslavya'nın hayaleti...

tivittırımsı aforizma...

avrupa basketbol şampiyonusunda son 4'e kalamayıp finale çıkan iki takımı da yenen başka bir takım var mı acaba? ahmet hakan topsun olum. halk is shitting now...

tetikçi pele...

pele düşene bir de ben vurayım demiş ve maradona'ya yine giydirmiş, ''attığı en önemli golü eliyle attı'' diyor abimiz. tabi fifa bayram yapıyor, maradona'sız bir dünya kupası onların işine gelir, sessiz, sakin, hiçbir hırçın ses, muhalefet yok, herşey fifa'nın ve tetikçisi pele'nin istediği gibi gidiyor yani. sonra diyor ki pele, maradona'nın sol ayağı yoktu, iyi de abicim diğer ayak hepimize bir ömür boyu yetmez mi, daha fazla ne istiyorsun pele, elindekinle yetineceksin.

yani şimdi el değmemişlik, dürüstlük, temizlik ayaklarına yatıp birde real madrid'e ''di stefano dünyanın en iyi topçusuydu'' deyip yalakalık yapmak nedendir, el değmemiş olabilirsin de maradona şuna ''bi değdirin derse'' arjantin kapına yığılır...

sessiz ve kederli #8

''foto'ya bittiğim andır abicim, evlat sen hep topu takip et, total futbol...''

home

tivittır

armanın peşindeyiz!-diğer durak

KARŞI

tasnif

Blog Archive

ben kaç kişiyim?

meyil

blog sightseeing

allah razı olsun sizden

10

albenito

camelito

bu blogda keyfinizce sigara içebilirsiniz

sigaraya 'güzel'leme!