bütün kalelerimiz düşse geriye yine futbol kalır, yani işgal altında olduğumuzda bile futbol takımı çıkarıp turnuvaya falan girmiş evlatlar yetiştirmişiz, suyun karşı tarafındaki takım yapmış bunu, takımımızında böyle maçları var. üstüne düşünülecek ilginçlikte, savaştasın, dar'ül harp durumu yani, ve futbol oynuyosun, değersiz bir hamle değil kesinlikle, hatta futbolu büyüttüğümüzü söyleyen dallamalara karşı verilecek en somut cevap-örnek.
bi yanda memleket, bi yanda futbol yani, ikisi tribünde birleşiyo. düşünün hafızlar, ayrı ayrı bireyler, bireyliklerinden sıyrılıp tribünde birlik oluyolar, tribün oluyolar yani, tekil isim:tribün.-ler,-lar yok kıça iliştirilmiş.yeganelik var. fenerbahçelilerin kendilerine cumhuriyet demesini gereksiz böbürlenme hatta artistik bulsam da bu açıdan bakınca anlayabiliyorum, hangi takımı tutarsan tut tribün vatanına ayak basınca ona iman ediyosun resmen, ondan önemli bir şey kalmıyor dünyada, sami yen'in çimleri mesela, o çimlerin üstünde ömür sürdürülebilir gibi geliyor, rüzgarı kesmek için bi tane branda alır uyurum üstünde, yüksünmeden, şikayet etmeden, memleket sever gibi takım severim yani hafız, takımımız efektif oynayamıyor falan filan dinlemem ben o memleketin vatandaşıyım çünkü, ilk önce futbolu alnına yazmış bir memleketin içinde yaşıyorum ve sonra da galatasaray memleketinin içinde, ligin en az umut vaad eden takımlarından biri olduğumuzu düşünübiliriz bazen, ama hemen arkasından hırsla bi yumruk sıkarız, toparlar bizi Galatasaray, dirlik ve düznelik verir, işte o his hafızlar takımın içinde olduğunuzu gösteriyor, ben olayın içindeyim, beni bağlamaz fazla skor, total futbol vesaire...